Cumhuriyet, yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru ilerlerken bu sorumlulukları bilmenin önemini her daim hatırlamak, yapabileceğimiz en değerli şeylerden biri olacaktır. Çünkü kendi sorumluluğunu unutan bir kişi, ne için savaştığını nasıl hatırlayabilir ki? En güzel zamanların en karanlık günlerin ardından geldiğini öğrenmiş bir millet olarak, elimizdeki her şeye sıkıca tutunmalıyız ve savunmalıyız. Çünkü kendi sorumluluğunu bilen bir millet, kimsenin egemenliği altında kalmadan kendi yolunu çizerek özgürleşebilir. Hem bizim hem de çocuklarımızın geleceği için en önemli şeydir bu. Biz de öğrencilerimizi bu bilinçle yetiştirmek için çabalıyoruz.
   Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet´in Onuncu Yıl Kutlamalarının Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet´in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku´nda, bugünü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir. Biz de bu büyük bayramı okulumuzda coşkuyla kutladık.

Öğrenilen bilgilerin kalıcı olması için konu tekrarı yapmak ve test çözmek son derece önemlidir. Öğrenciler için hazırlanmış sınavların büyük çoğunluğu test tekniği ile hazırlandığı için öğrencilerin çok sayıda test çözerek pratiklik kazanması gerekmektedir lakin öğrencilerimizin yardımcı kaynağa erişimi kısıtlıdır. Çünkü okulumuz kırsal bir bölgede yer almaktadır.  Öğretmenlerimiz etkinlikleri, kazanım kavrama testlerini fotokopiyle çoğaltarak öğrencilerimize dağıtmaktadır. 10.000 Okul Projesi kapsamında okulumuza gönderilen bilgisayar ve yazıcı öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz için faydalı olacaktır.

19 Mayıs 1919, "Ya istiklal ya ölüm!" düşüncesiyle yürütülen Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olarak tarihe geçmiştir. Atatürk, bağımsızlık ve aydınlanma meşalesini yaktığı bugünü "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak Türk gençliğine armağan etmiştir. Millî mücadelenin 103. yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve millî mücadele kahramanlarımızı saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.

   TÜBİTAK Bilim Fuarları, 5 - 12. sınıf öğrencilerinin öğretim programı çerçevesinde ve kendi ilgi alanları doğrultusunda belirledikleri konular üzerine araştırma yaparak araştırmalarının sonuçlarını sergileyebilecekleri ve eğlenerek öğrenebilecekleri bir ortam sunar.

    16-17 Mayıs'ta okulumuzda TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı'mızı düzenledik. Fuarda 4'ü araştırma, 4'ü tasarım ve 3'ü inceleme olmak üzere 11 proje sergilendi. Öğrencilerimiz titizlikle hazırladıkları projeleri sergilediler. İki gün süren fuarda öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz hem eğlendi hem de deneyim kazandı. Fuara İlçe Milli Eğitim Müdürü Naif Keleş, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü  Önder Andıç, okul müdürleri, öğretmenler  ve öğrenciler katıldı.  Fuarımızın açılışını İlçe Milli Eğitim Müdürü Naif Keleş yaptı.

Öğrencilerimize daha sağlıklı ve hijyenik bir eğitim ortamı sunmak için sınıfları, ortak kullanım alanları olan koridorları, yemekhaneyi, kütüphaneyi ve okul bahçesindeki bankları dezenfekte ediyoruz. Çocuklarımızı uyuzdan, bitten, pireden ve Covid-19 salgınından korumak için önlemler alıyoruz.

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir. Atatürk, 23 Nisan 1924'te "23 Nisan" gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929'da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır.

     Güneşin çocukları ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı coşkuyla kutladık. Neşeli şarkılar söyledik, şiirler okuduk, dans  gösterileri ve yarışmalar yaptık. Hem çocuklarımız hem de öğretmenlerimiz doyasıya eğlendi.

Türkçe Öğretmeni Zehra Doğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla "Güneşin Çocukları" adlı şiiri seslendirdi.

Çocuk istismarı; çocukların beden ve ruh sağlıklarına zarar veren ya da büyüme gelişmesini engelleyen, kaza sonucu olmayan fiziksel, ruhsal ve cinsel açıdan çocuğun toplum ya da devlet tarafından kötü davranışlara maruz kalmasını içeren eylemlerdir. İhmal ise çocuğun bakımı ile yükümlü olan bireylerin çocuğun beslenme, barınma, sevgi, güven, eğitim vb. temel gereksinimlerini karşılama konusunda görevlerini yapmamaları olarak belirtilmektedir.

        İstismar ve ihmali birbirinden ayıran en önemli fark ise istismarın aktif, ihmalin ise pasif olgu olmasıdır. İstismar ve ihmal fiziksel, duygusal ve cinsel olmak üzere üç ana grup altında toplanmaktadır. Ayrıca bunlara daha sonra internet ve ekonomik istismarda dördüncü ve beşinci bir boyut olarak eklenmiştir. Her ne kadar istismarı gruplandırsak da çocuklar aslında aynı anda birkaç ya da tüm istismar çeşitlerine maruz kalmaktadır. Aynı zamanda  ihmal edilen çocuklar istismara da maruz kalabilmekte ya da istismara yol açabilmektedir. Çocukların cinsel konuda yeteri kadar eğitilmemeleri bir ihmal iken aynı zamanda cinsel istismarın oluşmasında çocuğun kendini koruyamaması, hayır diyememesi ve istismara yönelik güvendiği kişi ve/veya kişiler ile paylaşmaması nedeni ile cinsel istismar oluşmasına neden olmaktadır.

   İlçemizde  görev  yapan Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Hamdiye Tamer  ve Gülbahar Bozkuş, okulumuzu ziyaret ederek hem öğrencilerimizi hem öğretmenlerimizi hem de velilerimizi "çocukların ihmali ve istismarı" hususunda  bilgilendirdi. Hamdiye Tamer  ve Gülbahar Bozkuş öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

I. Dünya Savaşı esnasında 1914-1916 seneleri arasında gerçekleşen Çanakkale Savaşı ve Çanakkale Muharebeleri, Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında gerçekleşmiştir. İtilaf Devletleri, Osmanlı'nın başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek amacı ile Rusya ile güveli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak için Çanakkale Boğazı'nı seçmiştir. Ancak Türk askeri büyük mücadele vermiş ve savaş İtilaf Devletleri'nin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Savaş sırasında iki taraf da büyük kayıplar vermiştir. Ancak bu zafer, Türk milleti için büyük bir önem taşımaktadır. I.Dünya Savaşı kaybedilmiş olsa da kazanılan Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk'ün adını zaferle duyurmasına sebep olmuştur.

   Çanakkale Zaferi'nin 107. yıl dönümü dolayısıyla okulumuzda Çanakkale şehitlerimizi anma töreni düzenlendi.

İnsanlara "Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?" sorusu sorulduğunda "Kitap okurum." cevabını mutlaka alırız. Ancak kitap okumak boş zaman etkinliği değildir. Kitap okumak için zaman ayırmamız gerekir. Biz de her gün bir ders saatimizi kitap okumaya ayırıyoruz. Kitap okumanın bilimsel olarak kanıtlanmış faydaları şunlardır:

1- Okumak yaşam sürenizi uzatır, empati kurma yeteneğinizi arttırır. Yale Üniversitesi'nden bir ekip, 12 yıl boyunca 50 yaş üstü 3600'den fazla yetişkini takip etti. Sonucunda günde 30 dakika kitap okuduğunu bildiren kişilerin, dergi veya gazete okuyanlardan yaklaşık iki yıl daha uzun yaşadıklarını keşfetti. Araştırmacılara göre bunun nedeni, okumanın empati ve duygusal zekayı, yani hayatta kalma şansını artırabilecek bilişsel süreçleri teşvik etmesiydi. Hikayeler güçlü iletişim araçlarıdır. Fiziksel olarak yaşamamız imkansız olan gerçeklikleri deneyimlememizi sağlarlar. Hepimizin okumaktan keyif aldığı bir ya da bir kaç kitap türü vardır. Ancak yapılan çalışmalar özellikle kurgu tarzda kitap okumak, bireyin başkalarının düşüncelerini ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına yardımcı olur.

2- Okumak stresi azaltır.Her gün kitap okumak, yükümlülüklerinize (ve özellikle endişelerinize) bir mola vermek için çok faydalıdır. 2009 da Sussex Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre sadece altı dakika kitap okumak insanların stres düzeylerini yüzde 68 oranında azaltıyor. Bunun yanısıra yürüyüşe çıkmak (yüzde 42), bir fincan çay veya kahve içmek (yüzde 54) ve müzik dinlemek (yüzde 61) oranında stres azaltmaya katkı sağlıyor.

3- Okumak kişiliğinizi de etkiler. Kişiliğimizin değiştiği ve geliştiği anları tanımlamak zordur. Ancak kurgu hikayeler okumak bunu yapmamıza yardımcı olabilir. Toronto Üniversitesinden bir araştırma ekibi bu konuda ilginç bir çalışma yürüttü. Katılımcılardan öncelikle duyguları ve temel kişilik özellikleriyle ilgili anketleri doldurmalarını istediler. Ardından grubun yarısı Anton Çehov'un "Oyuncak Köpekli Kadın" adlı kısa öyküsünü okudu. Grubun diğer yarısı da bir mahkeme sonuç raporu okudu. Daha sonra, herkes daha önce yanıtladıkları kişilik sorularını tekrardan yanıtladı. Sonuç olarak kurgu tarzda bir hikaye okuyanların yanıtlarının çoğu önemli ölçüde değişti. Başkalarının kurgusal deneyimlerini okuduktan sonra bu kişiler kendilerini daha farklı gördüler. Diğer grupta ise elbette böyle bir değişime rastlanmadı.

4- Geleceğin becerilerini okuyarak geliştirirsiniz. Kitaplarla büyüyen bir çocuğun eğitim hayatı elbette daha başarılı geçiyor. Ayrıca bir çalışma, evde bir kütüphane ile büyümenin yetişkin okuryazarlığını, matematik becerisini ve teknolojik problem çözmeyi nasıl artırdığını gösteriyor. Genç nesiller için Dördüncü Sanayi Devrimi'ni yaşadığımız bu günlerde bu tür beceriler giderek daha önemli hale geldi. Dünya Ekonomik Forumu'nun İşlerin Geleceği Raporu becerilere olan talebin kısmen okuma yoluyla geliştirilebilecek olduğunu gösteriyor.

 5- Kelime dağarcığınızı geliştirir. Kitap okumak duygusal ve bilişsel zekanızı geliştirmenin yanı sıra, kelime dağarcığınızı genişletmeye de yarar. 1990'larda, Keith Stanovich ve meslektaşları, bilişsel beceriler, kelime bilgisi, olgusal bilgi ve belirli kurgu ve kurgu olmayan yazarlara maruz kalma arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için çalışmalar yürüttüler. Araştırmanın sonuçları pek de şaşırtıcı değildi. Düzenli kitap okuyanlar yaklaşık yüzde 50 daha geniş bir kelime dağarcığına ve yüzde 50 daha fazla bilgiye sahip görünüyordu. Okumada ne kadar iyiyseniz, o kadar çok kelime öğrenirsiniz. Ne kadar çok kelime öğrenirseniz, okuma ve anlamada o kadar iyi olursunuz, bu kaçınılmazdır. Ek olarak okumak daha iyi yazmanızı da sağlar. Bir kelimenin yazılışını ne kadar çok görürseniz, o kelimeyi yazmayı o kadar kolay hatırlarsınız.

6- Okumak Gerçek anlamda beynimizi değiştirir. Bireyin beyin yapısı okuma alışkanlıklarına göre farklılık gösterebilir. Özellikle gelişimin ilk yıllarında beynin belirli bölgelerini bile değiştirebilir. Kitap okumak bizi kahramanın zihnine ve bedenine yerleştirir. Bu deneyim, beynin duyularımızdan (somatosensoriyel korteks) ve hareketten (motor korteks) sorumlu kısımlarını uyarır. Bu beyin bölgelerinin uyarılması, içlerindeki nöronların bağlantısını güçlendirir. Aynı zamanda dil, konuşma, görselleştirme ve karmaşık düşüncelerle ilgili beyin bölgelerinde de değişiklikler meydana getirir.

Beynin kırmızı ile gösterilen bölgesi, okuduğumuz hikayelerin görselleştirilmesinden sorumlu olan birincil motor kortekstir. Bilindiği gibi beynimizi düzenli olarak zorlamamız demans gibi beyin kaynaklı hastalıkların oluşumunu engellemektedir. Bunun yanında ABD'de Emory Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre iyi bir kitap okuyucusunun beyni daha aktif bir biçimde çalışır. Kitap okumanın faydaları ile ilgili daha onlarca çalışma var. Aslında hepsinin de sonuçları birbirine benziyor. Bu çalışmalara ek olarak hatırlatalım, iyi bir kitap okuyucusu olmanız aynı zaman da matematik başarınızı da arttıracaktır.